Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında gündemi değerlendiren İbrahim Kalın, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Sözcü, Çanakkale anması ve ilk kez kutlaması yapılacak ‘Kut'ül Ammare’ programı, Ermeni tehcirine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı, Erdoğan’ın Azerbaycan ile ardından Hırvatistan’a gerçekleştireceği ziyaretler, Suriye, Irak ve terör örgütleriyle mücadele konularından söz etti.

Sözcü Kalın, Mardin'in Nusaybin ilçesindeki operasyonda PKK'lı teröristlerce el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 2 askerin şehit olduğu, 4 askerin yaralandığı olaylara da değindi. Kalın, şehitlere rahmet, yaralılara acil şifa dileklerini ileterek, “Terörle mücadele konusundaki kararlılığımız aynen devam ediyor. Alçak terör örgütü belli yerlerden çekilirken bile geriye bomba düzenekleri bırakmak suretiyle terörün, alçak, çirkin yüzünü göstermeye devam ediyor. Ama buna karşı kararlılığımız devam edecektir. Terörün hiçbir türünün, şeklinin, biçiminin kabul edilmesi asla söz konusu değildir. Çeşitli şekillerde gündeme getirilen mutabakat, müzakere, anlaşma gibi kavramların hiçbir karşılığının olmadığı açıkça ortadadır. Bu vesileyle PKK terörünün ve diğer terör türlerinin şu veya bu gerekçelerle aklanmaya çalışılması, temize çıkartılması yönünde yapılan tüm faaliyetleri net şekilde reddettiğimizi ve kınadığımızı ifade etmek istiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. PKK terör örgütü liderlerinden birinin BBC’ye verdiği mülakatta ‘ABD ve İngiltere ile doğrudan temasın ötesinde bir diyalog içinde olduklarına’ ilişkin ifadeleriyle ilgili Kalın, bu iddianın ilgili devletler tarafından reddedildiğini hatırlatarak, “Bu tür terör örgütü ne tür arayışlar içinde olduğunu, kimlerden medet umduğunu göstermesi açısından dikkat çekici bir husus. Şunun altını çizmek isterim; terör örgütünü aklamaya yönelik çalışmaların gazetecilikle ilgisi yoktur. Bu terör propagandasına verilmiş dolaylı destektir.” ifadelerini kullandı.

"İSRAİL'LE GÖRÜŞME SON AŞAMAYA GELDİ"

İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik çalışmaların geldiği aşama hakkında ise Kalın, şunları söyledi: “Türkiye’nin ortaya koyduğu şartlar çerçevesinde yürütülen bir müzakere vardır. Artık son aşamasına geliyoruz, yakın zamanda yeri bir temasın olması planlanıyor. Abluka ve tazminatla ilgili son iki madde üzerinde de nihai anlaşma sağlandıktan sonra anlaşmanın imzalanması ve ilişkilerin normalleşme sürecinin başlaması planlanıyor. Gazze ve Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirmesine yönelik adımların da hızla atılmasını da bekliyoruz."

"Kilis’teki roketli saldırılarla ilgili farklı bir güvenlik konsepti geliştirilecek mi?" şeklindeki soruya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Kilis’le ilgili durumu büyük fotoğrafın içinde görmemiz lazım. Çatışmaların olduğu 80-90 km’lik bölgede çok kaotik, karmaşık bir durum var. O yüzden güvenli bölgenin bu bağlamda kendi ulusal güvenliğimiz açısından da önemsiyoruz. Orada yaklaşık 90 km’ye 45-50 km derinliği olan bir güvenli bölgenin kurulması bizi bu tür saldırı ve roket saldırılarından koruyabilecektir. Bu derinliğini sağlanması için koordinasyon sağlanması gerekiyor. Biz Türkiye olarak kendi tedbirlerimizi sınırda alacağız. Ama özellikle o noktalarda bu tür hadiselerin tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.” sözlerini kaydetti.

İbrahim Kalın, Rusya ile olan ilişkilerde gelinen aşama hakkında, başkan beri bu sorunun diplomatik müzakere yollarıyla çözülmesi çağrısını yaptıklarına işaret ederek, buna rağmen Rusya tarafından yapılan açıklamalara karşılık vermeyi düşünmediklerini söyledi.
Tarım heyetinin Rusya’ya gidecek olmasının memnuniyet verici olduğunu belirten Kalın, Rusya-Türkiye ilişkilerinin sadece bir hadiseye kurban edilecek kadar önemsiz, sınırlı ilişkiler olmadığına dikkat çekti.

Sözcü Kalın, Suriye tarafından Kilis’e düşen Katyuşa füzelerinin bilinçli atıldığına dair ellerinde bir bilgi olmadığını vurguladı.

AB ile vize anlaşmasının zamanında yürürlüğe girmeyeceğine yönelik haberlere yönelik soruya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, basında çıkan haberlere resmi ağızdan cevap vermenin uygun olmadığını, bununla ilgili devam eden teknik bir süreç olduğunu hatırlatarak, resmi makamların açıklamalarının dikkate alınması gerektiğini kaydetti.

Sözcü Kalın, PYD’nin Cenevre masasına oturtulmasına yönelik BM’nin yaptığı çalışmalara yönelik, müzakere masasında Suriyeli Kürtlerin de zaten bulunduğuna işaret etti. Kalın, şunları söyledi: “Şu örgütün, bu örgütün öz yönetim, kanton fantezilerini uluslararası sistem üzerinden orada gerçekleştirmek için bulunmuyorlar. Cenevre müzakerelerinin de amacı bu siyasi geçiş sürecini sağlamaktır. Bunun üzerinde PYD, YPG vb. gibi terör örgütlerinin kendilerine bir meşruiyet alanı açmasına izin vermemiz elbette mümkün değildir. Böyle bir gelişme olması halinde zaten sıkıntılı şekilde yürütülen görüşmeler daha büyük sıkıntıya girer, netice alıcı bir adım olmaz. Suriye muhalefetinin de bunu kabul etmesi asla söz konuş olmayacak.”