Dyt. İrem Aksoy, ‘’Beden sağlığı açısından hedeflenmesi gereken en önemli adım sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmektir. Dünyada ve ülkemizde ne yazık ki sağlıklı ve dengeli beslenmenin istenilen düzeyde yürütülemediği nüfustaki obezite oranlarından anlaşılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Obezite tüm dünyada yaygın bir şekilde görülen ciddi bir sağlık problemidir. Dünyadaki obezite oranı ve sağlıksız beslenme arasında doğru orantılı bir denge bulunuyor. Böylelikle sağlıklı beslenmenin yetersiz olduğu popülasyonlarda obezite, dolayısıyla beraberinde getirdiği diyabet, kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, eklem rahatsızlıkları gibi birçok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalınabiliyor. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planını sürdürmek öncelikle obeziteye ve beraberinde getirdiği sağlık problemlerine karşı önlem almanızı sağlar’’ dedi.
Dengeli ve yeterli beslenme nedir?
Ülkemize özgü geliştirilmiş beslenme modeline göre; tahıl grubu, süt ve süt ürünleri, meyve-sebzeler ve protein grubundan besinlerin dengeli ve yeterli şekilde bulunmasıdır.
Buna ek olarak;
-Diyette taze sebze ve meyveleri porsiyonlara dikkat ederek tüketmeye özen göstermek,
-Günde birkaç porsiyon tahıl grubundan besinleri tüketmek,
-Yeterli miktarda süt ve süt ürünleri tüketmek,
-Diyetle yağ alımını sınırlandırmak; doymuş yağları kısıtlamak, doymamış yağları yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmeye dahil etmek,
-İstenilmeyen derecede tuzlu, şekerli, yağlı ve basit karbonhidratlı besinlerden uzak durmak,
-Diyette işlenmiş gıdaları ve alkolü minimalize etmek,
-Yemeklerin hazırlanmasında hijyene dikkat etmek ve sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanmak.
Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi mümkün kılmayan nedenler nelerdir?
Sağlıklı beslenmeyi engelleyen en önemli faktörlerden biri zaman problemidir. Özellikle yoğun işlerde çalışan insanların sağlıklı ev yemeğine ulaşması ve sağlıklı tercihler yapması oldukça zor olabiliyor. Diğer yandan ekonomik nedenler de sağlıklı beslenmenin önünde bir engeldir. Sağlıklı besinlere ulaşmak her toplumda kolay olmayabiliyor.
Bu durumda ultra işlenmiş gıdaların; ekonomik, kolay ulaşılabilir, ilgi çekici ve daha hızlı tüketilebilir olması sağlıksız beslenmeye yönelimi artırıyor.
Ultra işlenmiş gıdalardan bahsetmek gerekirse; cipsler, paketli atıştırmalıklar, şekerlemeler, tatlandırılmış ve gazlı içecekler, dondurulmuş ve raf ömrü uzun yiyecekler kısacası trans yağ, katkı ve koruyucu maddeler içeren bir dizi işlem görmüş besinlerdir. Bu gıdaları sağlıklı beslenme açısından değerlendirecek olursak, toplam yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz içeriği yüksek, ancak protein ve diyet lif içeriği düşük besinlerdir. Bu durumda ultra işlenmiş gıdalara sağlıklı beslenme listesinde sınırlandırmak hatta yer vermemek gereklidir.
Yapılan çalışmalara göre ultra işlenmiş gıdaların ve bulunan emülgatörlerin yarattığı etkiler:
-Kan şekerini yükseltebilir,
-Kısa süreli tokluğun ardından hemen aşırı açlığa neden olabilir,
-Vücut yağ ağırlığını artırabilir,
-Karaciğer ve böbrek başta olmak üzere organlara zarar verebilir,
-Kolesterolü yükseltebilir,
-Sindirim sistemi rahatsızlıklarına sebep olabilir,
-Hızlı yemeye sebep olduğundan aşırı yeme problemi yaratabilir.
Geçtiğimiz yıl yapılan bir klinik çalışmanın sonucuna göre;
Ultra işlenmiş gıdalarla beslenen deneklerin gün geçtikçe enerji alımlarında artış gözlemlenmiş ayrıca işlenmemiş diyetle beslenenlere göre de kilo artışı ve vücut yağ artışı tespit edilmiş.
Ultra işlenmiş gıdaların tüketiminin sınırlandırılması; daha az enerji alımı, daha fazla vücut yağı-kilo kaybı sağlayabilir ayrıca obezitenin önlenmesi ve tedavisi için etkili bir strateji olabilir.
Tükettiğiniz besinlerin etiketlerini okumak sizlere farkındalık kazandıracak, artık besin seçimlerinizde daha doğru ve sağlıklı seçimler yapabileceksiniz.