POLİTİKA:
Bunlar Milletin Temsilcisi Olmaya Layık Değil!

 Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.

"ÖNEMLİ OLAN BULUNDUĞUNUZ YERE NASIL GELDİĞİNİZİ UNUTMAMANIZDIR"

Erdoğan, sözlerinin başında şunları söyledi: "Hayatımız boyunca millet için milletle beraber siyaset yaptık. Bugüne kadar Allah’ın rızasını ve insanımızın gönlünü kazanmak dışında hiçbir mükafat beklemeden çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Hesabîlik değil, hasbîlik bizim en önemli sıfatımız olmalıdır. Makamlar, insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar da, belediye başkanı da, milletvekili de, bakan da, başbakan da, cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır. Türkiye bu niyetle çalışan kadrolara sahip olduğu dönemlerde tarihi atılımlar yapmıştır. Buna karşılık sadece kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler Türkiye'nin birikimini artırmak şöyle dursun mevcudu da heba etmişlerdir. Milletimiz her iki örneği de gördüğü, yaşadığı için karşısına çıkanların notunu hemen ve isabetle vermektedir. Mahallesinde ve köyünde yaşayanın gönlünü kazanamamış muhtarın durumu ile milletinin desteğini elde edememiş cumhurbaşkanının hiçbir farkı yoktur. Her ikisinin de sonu hüsran olmaya mahkumdur. Buna karşılık mahallesinin, köyünün, köylüsünün tam desteğini elde eden bir muhtarı nasıl kimse yıkamazsa, seçimle gelinen diğer hizmet makamındakilerin tamamı da aynı güce ve güvene sahiptir. Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizin neler olduğunu unutmamanızdır."

"Asıl fotoğrafı göremeyince küçük sorunlar gözümüzde büyüyor." diyen Erdoğan, "Terör eylemleri bunlardan biridir, canlı bomba saldırıları bundan birileridir, paralel devlet yapılanmasının ihanetleri bunlardan biridir. Halbuki Türkiye için bunlar olağanüstü meseleler değildir. Karşımızdaki terör örgütü sadece eli silahlı 5-10 bin militandan oluşmuyor. Bu örgütü asıl cesaretlendiren ve yaşatan arkasındaki karanlık destektir; o üst akıldır. Paralel yapı, yıllarca sırtından beslendiği bu millete ihanet ederek, başka mahfillerin operasyon aracı haline dönüşmüştür. Türkiye'yi ısrarla terör örgütlerini destekleyen bir ülke olarak göstermeye çalışanları kimlerin teşvik ettiği gayet açıktır." ifadelerini kullandı.

"İPLERİNİN NEREYE UZANDIĞI MALUM"

Erdoğan, TBMM Anayasa Komisyonu'ndaki dokunulmazlık görüşmelerinde yaşanan kavgalara da değinerek, şöyle devam etti: "Dokunulmazlık görüşmelerinden terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan sözümona milletvekillerinin de, onları birer kahraman edasıyla haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığını malumdur. Parlamentoda sözde milletvekilleri olarak oturumları ne hale getirdiklerini izlediniz, komisyonda neler yaptıklarını izlediniz, sıraların üzerinden nasıl atladıklarını gördünüz. Ve adete oraları işgal kuvvetli gibi kalkıp işgal etmeye ve oralarda danışmanlarına varıncaya kadar bu tür eylemler yapma girişiminde bulundular. Halbuki orada Komisyon Başkanı isteseydi oraya ne medyayı sokardı, ne de bu danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleri ile bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı; ama onlar bu alanı maalesef, kendilerine verilen bu fırsatı kalkıp da usulüne uygun şekilde kullanmadılar. Ve bu millete çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilerdiler. Bu millet bu tür görüntülere layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil."

"DAİŞ DAHA ÇOK ZAİYAT VERECEK"

Kilis'e yönelik DAİŞ'ın roketli saldırılarına da değinen Erdoğan, şunları ifade etti: "Bu sayıda çok sayıda vatandaşımız ve Suriyeli misafirlerimiz hayatını kaybetti, şehit oldular. Kilis'e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir, verilmeye de devam edecektir. Kilis'teki vatandaşlarımın bu olaylar karşısındaki sabrını da takdirle karşılıyorum. Bir mücadelenin içinden geçiyoruz. Sıkıntı şüphesiz ki büyük. Sizler ki bütün orada muhacir kardeşlerimize bir Ensar olarak başından beri elinizden gelen her türlü desteği verdiniz. Bunlar karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmadık, bırakmayacağız. DAİŞ en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir ve buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz; başaramayacaklar. Türkiye hem tüm terör örgütleriyle mücadele edecek hem de kendi politikalarını hayata geçirecek güce ve kararlılığa sahiptir."

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner104

banner105

Konforculuk küresel bir hastalık halinde artıyor
Nevzat Tarhan, "Rahatlık hastalıkları olarak sınırlı bir kavram var. Beş temel hastalık tanımlanmış....

Haberi Oku