Cumhurbaşkanlığı makamı parlayan bir yıldız gibi. Makamlara alışmış birilerinin bu en yüce makamın da hakkını “babalar gibi” vereceğinden hiç şüphemiz yok. O yüce makam, Türkiye’de her namahrem erkanları gibi herkesin diline sakız olmuş durumda.Herşeyi basit’e indirgemek 2003’ten bu yana bu memleketin başında olanların tarzı. Hiçbir şeyin ağırlığı ve önemi kalmadı. Makamlar, mevkiler, saygınlıklar, adalet mekanizması, yetkiler, duruşlar yerle bir edildi. Saygısızlık, küfür, riya olağan hale geldi. Cübbeleriyle özgürlük ve adalet dağıtanlar o titreten gücün yanıbaşında önünü kapadı.Vatandaşına Adalet dağıtan mekanizma yerle bir edildi.Polis yüceltildi.Haklı çıkarıldı.Vurdu, kırdı, tartakladı, tekmeledi birşey olmadı. En sonunda öldürdü yine bir şey olmadı. Havadaki korku bulutunu görmek için çok fazla da birşeye gerek olmadığı açık.
Son yıllarda sandık görmeden yapamaz bir duruma getirildik.Sandığın demokrasinin gereği olduğu aşılandı. Sandık mübarek güç olarak adeta işlendi. Ve at izi it izine karıştı...Sandığın gücünü kabul eden ve demokrasi havarisini rehber edinen katil PKK bile bugün sözde bir sendika eliyle kimi okullarda sandık kurup, kendi müdürünü seçtiğini ilan etti. Evet inanılacak gibi değil...Keşke yanılıyor olsaydık. Bölgede PKK’nın eğitim kolu gibi faaliyet gösteren Eğitim Sen adlı sözde bir sendika eliyle yapılması da hiç şaşırtıcı değil bize göre.Eğitim camiasında çok iyi bilinen bu sendika, PKK’ya terör örgütü demeyi bırakın, bizim PKK ile bir bağımız yoktur bile demiyor. Hükümet’in erkanı salondan salona gezip kafayı Çankaya’ya takınca, imam-cemaat ilişkisinin son noktası da bu olur. Artık halk olarak şaşıramamanın, üzülememenin olağanlığı ile yaşamayı öğrendik.İnsanlık vasıflarımız bir yana,İslam içindeki gerçek Müslümanlık gereklerini hiçe sayan idarenin altında yönetilmeyi arzu etmeyen %52’ye katılmanın zamanı gelmedi mi?
NOT : KÖŞE YAZILARINDA HUKUKİ SORUMLULUK YAZARA AİTTİR!