Arınç, bir Başbakanlık çalışanının ihbar mektubunda gündeme getirdiği Başbakanlık'ta paralel yapıya ilişkin sahte delil ve sahte dinleme listeleri üretildiğine dair iddialarla ilgili ise "Böyle iddiaların Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi mutat değil. Ne bu haber, ne bu haber üzerine yapılan bir yorum hiçbir şekilde gündeme gelmedi." diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi.
ERDEM BAŞÇI'NIN SUNUMU
Toplantıda Merkez Bankası Erdem Başçı’nın sunum yaptığını dile getiren Arınç, iç ve dış güvenlik konuları ve bölgesel konuların tartışıldığını ifade etti. Arınç, dün yapılan yerel seçimlerle ilgili Başbakan Erdoğan ve bakanların değerlendirme yaptığını, Soma maden faciasıyla ilgili bakanların yaptıkları çalışmaların TBMM’ye tasarı olarak sevk edildiğini, en kısa zamanda ilgili komisyonlarda görüşülmesinin beklendiğini aktardı.
Ardından gazetecinin “Erdem Başçı’nın sunumu doğrultusunda faizin daha da düşürülmesine dair kara alındı mı?” şeklindeki sorusu üzerine Arınç, Merkez Bankası Başkanı Başçı'nın kapsamlı bir sunuş yaptığını söyledi. Arınç, “Burada tüm göstergeler dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldı. Sayın Başbakanımız'ın faizlerin indirilmesine yönelik talepleri yeni değil. Bunu zaman zaman grup toplantısında zaman zaman da ekonomik kuruluşlarla olan ilişkileri sırasında dile getiriyor.” ifadelerini kullandı.
"MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞI ESASTIR"
Bülent Arınç, şöyle devam etti: “Faiz konusu Merkez Bankası'nın görevlerinden sadece bir tanesi. Biliyorsunuz AK Parti'nin kuruluşunda da hükümet beyannamesinde de ekonomik kurulumuzun ilk yaptığı çalışmalarda aldığı karara göre de Merkez Bankamızın bağımsızlığı esastır. Bu ilkeden bugüne kadar şaşmadık, bundan sonra da şaşmaya niyetimiz yok. Merkez Bankası’nın çalışma ilkeleri arasında fiyat politikası ile çelişmemek kaydıyla Hükümet’in büyüme politikalarını desteklemesi yer almaktadır. Türkiye’de büyümenin hız kesmesi gibi bir kırılma noktasına asla gitmeyeceğiz. Türkiye büyüme trendini mutlaka devam ettirecektir. Ve en çok başarı sağladığımız konulardan bir tanesi istihdam kapasitesinin artması, işsizliğin de azalmasıdır. Son yıllarda maliyet enflasyonundaki yükseliş kurdaki ve faizdeki artıştan kaynaklanmaktadır. Bunu bir şekilde engellemek gerekir. Merkez Bankası’nın bu konudaki adımlarına müdahale etmek niyetinde değiliz ama faizlerin düşürülmesi halinde yatırımların artacağını düşünüyoruz. Tümüyle tabloya baktığımızda Merkez Bankası’nın çalışmalarında bir yeknesaklık, bir akort görmek mümkündür. Merkez Bankası Başkanımıza teşekkür ettik. Kendileri de çalışmalarını kamuoyuna açıklamış oldular.”
ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ YENİ AŞAMAYI ATALAY'A SORUN
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın çözüm süreciyle ilgili olarak “yeni bir aşamaya gelindiği” şeklinde açıklaması da sorulan Arınç, “Arkadaşlar bildiğiniz gibi ben Hükümet Sözcüsüyüm, sayın Başbakan Yardımcımızın sözcüsü değil. Nerede, ne konuştuğunu doğrusu takip etmedim. Bilseydim ve merak etseydim bugün belki sorardım. Ama mutlaka bilerek bir şey konuşmuştur. Konuşmasında açıklanması gereken hususlar varsa lütfen kendisine sorunuz. Çözüm süreciyle ilgili bildiğim kadarıyla yasal bir çalışma hazırlığı yok. Olduğu taktirde gerekirse ben gerekirse kendileri açıklayabilir” diye konuştu.
DİYARBAKIRLI ANNELER
Ardından Diyarbakır’daki annelerin eylemiyle ilgili yeni bir adım olup olmayacağına ilişkin bir soru yöneltilen Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti: “İlk defa anneler, babalar, aileler çocuklarının aldatılarak dağa çıkarılmış olması karşısında isyan ettiler ve barışçıl bir eylem yaptılar. Başkalarının yaptığı gibi tahrip ederek veya başkalarına mesaj vermek amacıyla bunu bir siyasal gösteriye ulaştırmak amacını taşımadılar. Gözleri yaşlı anneler Diyarbakır Belediyesi’nin karşısında durup ‘çocuklarımızı geri getirin’ dediler. Biz ümitle bekliyoruz ki çocuklarımız ailelerine geri dönebilsinler. Bu konuda aracılık yapması gerekenler de gerekeni yapmasını bekliyoruz. Türkiye bu konuya odaklanmışken maalesef Diyarbakır Belediyesi bu aileleri olduğu yerden kaldırdı, yeter ki bu barışçı eylem gündem oluşturmasın düşüncesiyle. Doğrusu Belediye Başkanını kınıyorum. Daha önce Gezi eylemlerine, annelerin yaptıkları eylemlere nasıl da destek vermişlerdi. Gerek BDP’li siyasetçiler, gerek çözüm sürecine destek veren herkesin bu çocuklarımızın dağdan indirilerek ailelerine teslim edilmesine destek vermesi gerekir. Bu konuda en büyük sorumluluk da gözleri Kandil’de kulakları İmralı’da olanlara düşer. Bu konuda gelinen aşamada Sayın Başbakanımız ne düşünüyorsa yarın grup toplantısında kamuoyuna ifade edecektir. O zaman hükümetimizin, güvenlik güçlerimizin bu konuda ne yapacağını zannediyorum açık bir şekilde kamuoyuna açıklamış olacaktır”
"CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN KENDİ ARAMIZDA GÖRÜŞME FIRSATI BULMADIK"
Ardından yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili “Başbakan şayet Cumhurbaşkanı olursa Başbakanlık için yapılan anketlerde Cumhurbaşkanı Gül’ün ve ardından sizin adınız geçiyor. Bu konuda aranızda konuşuldu mu ve size böyle bir teklif gelse nasıl değerlendirirsiniz” sorusu yöneltilen Arınç, şu cevabı verdi: “Müsaade ederseniz bugünkü Bakanlar Kurulu’nun gündeminde böyle bir konunu görüşülmediğini, kendi aramızda da dahi bunu görüşmeye fırsat olmadığını söylemekle yetineyim."
YGS SORULARININ AÇIKLANMASI
Dört CHP milletvekilinin Köşk'e çıkarak YGS sorularının açıklanmasını istemesi ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın bu konuyu gündeme getirip getirmediği sorulan Arınç, "Hayır, bakanlar kuruluna getirmedi. Böyle bir konu görüşülmedi.. Kendileri Milli Eğitim Bakanı ile bir şey görüştülerse bilgim dahilinde değil." demekle yetindi.
AK PARTİ'NİN KOMİSYONA ÜYE GÖNDERMEMESİ
Ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, AK Parti'nin 4 bakanla ilgili Meclis'te kurulacak soruşturma komisyonuna isim bildirmediği yönündeki açıklaması sorulan Arınç, şöyle konuştu: "Sayın Cemil Çiçek'in serzenişi sadece bununla sınırlı değil. Aynı zamanda üye bildiren partilerin üyeliklerine itiraz olduğundan bahsediyor. Keşke bazı siyasi partiler ve onların temsilcileri İç Tüzüğü okuma zahmetine katlansalar. Grup Başkanvekilleri, Meclis Başkanvekilleri vs. bir meclis soruşturması komisyonu kurulmasına karar verildi tamam. Bu bütün partilerin oylarıyla oldu. Biz de 'evet' oyu verdik. Şimdi buraya üye olacak insanların yani milletvekillerinin 3 misli fazlasıyla deniliyor ki içinden seçme imkanı olsun. Böyle biri imkan niye veriliyor. Çünkü meclis soruşturma komisyonu adli bir görev de ifa edecek, savcının yapacağı görevleri yapacak. Dolayısıyla bu ismi geçen bakanlarla hakkında bu olaylarla ilgili olarak dışarıda, basında, Meclis kürsüsünde veya herhangi bir konuşması sırasında olumlu veya olumsuz görüş bildirmemesi gerekir. Niçin? Çünkü ihsası reyde bulunmuş olur. Bu bakanlar çok iyidir böyle birşey yapmamıştır diyen birisi olumlu görüş bildirmiştir. Bunların hepsi aslında hırsızdır bunları yargılamaya gerek yok gerekeni hemen yapın diyen insan da olumsuz görüş bildirmiştir. Ama bu ihsası reydir. Yani komisyona girerken kanaatini önceden ifade etmiştir. Dolayısıyla bunların üye seçilmesi mümkün değil. geçmişte de bu uygulamalar var. İç tüzükteki maddeleri okusalar bunları görecekler. Ama zahmet etmiyorlar. İkincisi, bu komisyon üyeliklerine seçimde ondan sonraki kendi arasındaki komisyon başkanı veya diğer üyelerin seçimi de mutlaka bu ölçülere uygun yapılmalıdır. Eğer diğer partiler bildirmişler ama bildirdiklerinin üçte ikisi bu kapsamda kaldığı için bunların değiştirilmesi yerine yeni birilerinin bildirilmesi gerekir. Belki sadece bunu düşünerek AK parti grubu bir tarama yapıyor. Yapmak çok da zor değil bu aramayı yapmak. Arama motoruna girdiğiniz zaman hangi milletvekillerinin bu bakanlar hakkında ne görüş bildirdiğini ortaya çıkaracak. O yüzden kendi üyelerini titizlikle seçiyor da olabilir. Yoksa hepsi bildirdi hepsinin üyeleri çok iyi de AK Parti hala bildirmedi demiyor sayın Cemil Çiçek. Benim de bildiğim anladığım kadarıyla. Meclis Soruşturma komisyonunun raporu Meclis'te görüşüldükten sonra eğer bu kişilerin Yüce Divana gitmesi gerekirse yargılanacaklar. Yargılanacakları için Meclis Soruşturma Komisyonu kurulacağı zaman gruplarda toplantı yapılamıyor, grup kararı alınamıyor. Her milletvekili kendi vicdani kanaati ile gizli oylamayla soruşturma açlısın veya açılmasın diyebiliyor. Vicdani kanaatleri ile herkes soruşturma açlısın dedi. Şimdi herkes yine bu ölçüler içerisinde üye olarak seçmek ve onların bağımsız sadece vicdanları ve hukuk bilgileriyle başbaşa bırakmak gerekebilecek. Bu hafta içinde AK Parti grubu da soruşturma komisyona vereceği üyeleri mutlaka bildirmiş olacaktır. Bildirmezse o zaman kasıtlı bir geciktirmeden bahsedilebilir. Bunun sorumlusu da AK Parti grubu olur."
"MERKEZ BANKASI İÇİN BİR ÇABANIN İÇİNDE DEĞİLİZ"
Ardından Merkez Bankası'nın yapısında bir değişiklik düşünülüp düşünülmediği sorulan Arınç "İstişare amaçlı soru soruyorsunuz. Cevabım şudur; Merkez Bankası başkanı görevinin başındadır. Olumlu bir sunum yapmıştır. Bütün Bakanlar Kurulu üyesi arkadaşlarımız bu değerlendirmelere katılmıştır. Bunun dışında söylenebilecek bir cümle veya kelime de mümkün değildir. Ne bir kanunda değişiklik yapma ne de başka bir anlama gelecek bir çabanın içinde değiliz. Herkes görevini iyi bir şekilde yapmaya çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
SAHTE DELİL İDDİALARI
Ardından hafta içinde bir Başbakanlık çalışanının bir ihbar mektubu yazarak, iddia edilen paralel yapıya ilişkin sahte delil ve sahte dinleme listeleri oluşturulduğu iddiaları sorulan Arınç, "Böyle iddiaların Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi mutat değil. Ne bu haber, ne bu haber üzerine yapılan bir yorum hiçbir şekilde gündeme gelmedi. Biz asılsız haberler konusunda kendimiz biz gereğini yaparız belki ama bu bakanlar kurulunda konuşulacak bir konu değil, çok da ciddiye almayın." dedi.
AFGANİSTAN'DAKİ SALDIRI
Arınç, son olarak Afganistan'da 3 Türk'ün hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin bilgi notunu paylaştı: "Üzücü bir olay Afganistan'da meydana geldi. Afganistan'da bir inşaat şirketimizin çalışanlarından 3 değerli kardeşimize, Kabil'e 150 km mesafede Celalabad vilayetinde şantiyeye taşıyan servis taşıtına uzaktan kumandalı bombalı saldırı düzenlendi. EMTA çalışanlarından Proje Müdürü Fuat Taş, Ümit Ünal ve Halil Gül isimli vatandaşlarımızın hayatlarını kaybetti, Ahmet Şahinoğlu adlı vatandaşımız da yaralandı. Tedavisi üzerine ihtimam gösteriliyor. Üç yurttaşımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Şu ana kadar faili henüz bilinmeyen bir olayla karşı karşıyayız: bu bir alçakça bir saldırıdır. Bunu lanetliyoruz Türkiye ve Afganistan dost ve kardeş iki ülkedir. Birbirimize her alanda yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. Bugüne kadar da bu ilişkilerimizi bozacak herhangi bir gelişme olmamıştır. Bu olaydan dolayı fevkalade üzgünüz. Gerek cenazelerin getirilmesi, gerekse yaralı yurttaşımızın tedavisi konusunda elden gelen ihtimam gösterilmektedir."