Açıklamada, ülkenin doğal değerlerinin hızla yitirildiği ve merkezi ile yerel yönetimlerin uyguladığı sermaye ve yatırım öncelikli kentleşme politikalarının çevre tahribatına yol açtığı vurgulandı.
Mevzuat Değişiklikleri ve Koruma Güvencelerinin Ortadan Kaldırılması
Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nin 20. Dönem Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, son yirmi yılı aşkın süredir uygulanan politikaların çevresel etkilerine dikkat çekildi:
"Doğal değerlerini hızla yitiren ülkemizde; merkezi ve yerel yönetimler tarafından yirmi yılı aşkın süredir uygulanan sermaye ve yatırım öncelikli kentleşme politikaları; mevzuat değişiklikleri, yatırım kararları, çevre düzeni ve bütünleşik kıyı planları, doğal sit alanlarının derecelerinde getirilen düzenlemeler, çevresel etki değerlendirmesinde getirilen muafiyetler yoluyla koruma mevzuatında var olan hukuki güvenceler ortadan kaldırılmıştır. Doğal, tarihi ve kültürel varlıkların kamusal nitelikleri ortadan kaldırılarak yatırım alanlarına dönüştürülmüş; yapılaşmaya açılmıştır."
Açıklamada, Çevre Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Mesire Yerleri, Sulak Alanların Korunması, Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Kıyı Yönetmeliği’nde getirilen yeni düzenlemelerle çevre karşıtı uygulamaların sistemli ve kurumsal hale getirildiği belirtildi.
Kamusal Denetim Zafiyeti ve Rant Alanlarına Dönüşen Doğal Alanlar
Mimarlar Odası, kamusal denetim görevlerinin Çevre Ajansı gibi kurumlara devredilerek kıyılar ve sahillerde işletme hakkının sermayeye aktarıldığını ifade etti. Ayrıca, eko turizm adı altında düzenlenen çevre düzeni planlarıyla orman ve tarım alanlarında yapılaşmanın artırıldığı, mesire yerlerinin niteliklerinin değiştirilerek orman ekosistemlerinin turizm, maden ve enerji sektörünün yeni rant alanı haline getirildiği vurgulandı.
İklim Kanunu Teklifi ve Gelecekteki Çevre Tahribatı Endişesi
Yakın dönemde TBMM’ye sunulan İklim Kanunu Teklifi'ne de değinilen açıklamada, iklim politikalarının geliştirilmesi, sera gazı salınımlarının azaltılması, tarımsal üretimin desteklenmesi, madencilik ve yapılaşma baskısının ortadan kaldırılması yerine piyasa ve sermaye odaklı karbon ticaretinin meşrulaştırılmasına yönelik düzenlemelerin gündeme getirildiği belirtildi. Bu durumun, doğal ve yapılı çevre üzerinden sağlanacak gelirlerin artırılabilmesi için, yakın gelecekte kentsel ve kırsal alanlarda yaşanacak çevre tahribatının boyutlarını tariflediği ifade edildi.
Sağlıklı Çevre Hakkı ve Kamusal Politikaların Önemi
Açıklamada, herkesin sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu ve devletin bu hakkı korumak, çevreyi geliştirmek, korumak ve kirlenmesini önlemekle yükümlü olduğu hatırlatıldı. Çevre ve doğa tahribatının olumsuz etkilerine ancak, ülkenin sahip olduğu doğal kaynakların korunması, bu kaynakların tüm yurttaşlarca eşit kullanılabilmesi ve kamu yararını gözeten çevre politikalarının oluşturulması yoluyla karşı koymanın mümkün olacağı belirtildi.
Bu bağlamda; çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarının ivedilikle durdurulması; bilimsel şehircilik ve planlama ilkelerine bağlı kamusal politikaların hayata geçirilmesinin zorunlu olduğu vurgulandı.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi, tüm meslektaşlarının ve yurttaşlarının Dünya Çevre Günü’nü kutlayarak, sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulması için, doğal ve kültürel çevrenin korunması amacıyla verdikleri mücadeleye devam etmekte kararlı olduklarını önemle vurguladı.