Soma’da meydana gelen maden faciasını iş sağlığı ve güvenliği açısından da yorumlayan Sevimli “Türkiye ne yazık ki maliyeti düşürme kaygısının iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaratabileceği en büyük felaketlerden birisi ile karşı karşıya kaldı. İşveren, çalışanlarının yaşam ve sağlıkları açısından öngörülen ve görülmeyen tüm teknolojik ve bilimsel gelişmelerin gerekli kıldığı tedbirleri almakla yükümlüdür. Yapılacak soruşturmaların sonunda hem cezai yaptırımlar konusunda hem de alınması gerekli önlemler konusunda Türkiye’de köklü değişikliklerin olmasını bekliyoruz,” dedi.
Ayrıca kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği konularında olduğu kadar, kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin hakları gibi sıkıntı yaşadıkları konularda Yargıtay kararlarını emsal göstererek hukuki mücadeleye girişebileceklerinin altını çizen Sevimli “Bu gibi konularda alt işveren kadar, o işçiye asıl işi yaptıran kurumlar da sorumludur,” dedi.
Sevimli, kamu kurumlarının anahtar teslim işleri için çıktığı ihalelerde, iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak için tedbir almayan taşeron firmalarla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Mevzuatlarda, ilgili firmalara yaptırımı engelleyen bir takım eksikliklerin olduğunu ifade eden Sevimli; “İhaleyi alacak firmanın gerekli tedbirleri alması, ihale şartnamelerine eklenecek maddelerle mümkün olabilir, böylece bu alanlarda yaşanan iş kazaları da en düşük seviyeye çekilebilir. Birçok hizmeti ve uygulaması ile Türkiye’ye örnek olan Nilüfer Belediyesi kamu ihale mevzuatlarının değişmesi yönünde örnek olabilecek bu uygulaması ile de eminim olumlu bir örnek daha sunmuş olur,” diye konuştu.