Doru, "Bu ülkede işçinin teri daha kurumadan hakkı yeniyor!" diyerek, mevcut sistemin artık işçiyi değil, sömürü düzenini koruduğunu vurguladı.
Asgari Ücret Açlık Sınırının Altında: "Bu Reva mı?"
İsmail Doru, milyonlarca emekçinin asgari ücretle açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiğine dikkat çekerek, yaşanan ekonomik dramın boyutunu aktardı:
-
Yaşam Mücadelesi: "Bugün bir işçi ev kirasını ödeyemiyor, çocuğuna süt alamıyor, elektrik faturasını ödeyemiyor."
-
İstatistik Değil, Hayat: Saraylarda yaşayanlar için bu rakamların kuru bir istatistik olduğunu, ancak işçiler için bu durumun hayatın ta kendisi olduğunu dile getirdi.
İŞÇİDER'den Çözüm Yolu: İş Güvencesi ve Sendikal Özgürlük
İŞÇİDER Genel Başkanı Doru, işçi haklarının yeniden tesis edilmesi için kapsamlı bir reform talep etti ve çözüm önerilerini sıraladı:
-
Gerçek Enflasyona Göre Zam: İşçiye gerçek enflasyona göre zam yapılmalı.
-
Sendikal Özgürlük: Sendikal örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar derhal kaldırılmalı.
-
Taşeron ve Kod29 Kaldırılsın: Taşeron sistemine son verilmeli ve işçinin hayatını karartan Kod29 gibi uygulamalar derhal kaldırılmalı.
-
Çalışma Saatleri: Çalışma saatleri düşürülmeli, fazla mesai işçiye zulüm olmaktan çıkmalı.
İşçilere Çağrı: "Sessiz Kalmak Çocuğumuzun Geleceğini Kaybetmektir"
İsmail Doru, tüm işçi ve emekçilere birlik ve dayanışma çağrısı yaptı.
"Artık susma zamanı değil. Hakkını aramayan her işçi, bu çürümüş düzene bir tuğla daha koymuş olur. Birlik olmalı, dayanışma içinde sesimizi yükseltmeliyiz."
Doru, devletin sermayeyi değil, emeği koruması gerektiğini vurgulayarak, "Patronun yanında duran değil, işçinin yanında duran bir devlet istiyoruz" dedi. Sistemin ya değişeceğini ya değişeceğini belirterek, "Bu sessizlik artık çığlığa dönüşmek üzere" sözleriyle uyarıda bulundu. İŞÇİDER, emeğin onurunu savunmaya kararlı olduğunu kaydetti.