Bir toplum, içinde barındırdığı farklı ve renkli bireyler kadar zengindir, bu farklı renkleri koruyabilmek, toplumun gelişmesi ve devamı için önemlidir. Renklilik ve farklı düşünceleri dile getirmek Çerkes toplumunun da karakter özelliklerinden birisidir. Köylerimizde, kentlerimizde gördüğümüz, tanıdığımız, büyüklerimizden dinlediğimiz, kendisine has kişiler ve hikayeler, hepimiz açısından bu renkliliğin göstergesidir.

Çerkesler, kimliklerine ve kültürlerine bağlı olduğu kadar, kişisel karakterlerine ve düşüncelerine de önem verirler, fikirlerini savunmak konusunda ısrarcı hatta bazen inatçıdır. Çerkes inadından bahsedildiğini hepimiz duymuşuzdur. Bu ısrarcı ve inatçı duruş, doğru kullanıldığında topluma hareket katabilecek bir özelliktir fakat bazen de bir dezavantaja dönüşebilir. Zaman zaman kendi düşünce ve kimliklerimize verdiğimiz önem, toplum duygusuyla hareket edebilmeye engel olur, bu durum yaygınlaşırsa, toplumun ilerlemesini yavaşlatan bir etki yaratabilir. Bireyler arasındaki farklılıkları saygıyla kabul eden, farklı renkleri bir zenginlik olarak gören, bununla birlikte, toplumu ve toplumu temsil eden kurumları, bireysel düşünce ve isteklerin üzerinde tutabilen bir anlayış, bizi ileri götürecektir.

Çerkesler olarak bize düşen, geleneksel kurumlarımıza ve değerlerimize sahip çıkarken, tıpkı geçmişte olduğu gibi demokratik toplum yapımızı sürdürmektir.