Birdenbire gelen sarsıntı, ardından belirsizlik, panik ve korku hisleri, yalnızca o anla sınırlı kalmaz; günler, hatta haftalar boyunca zihnimizde ve bedenimizde iz bırakabilir. Bu süreçte yaşanan bazı tepkiler ve bunlarla başa çıkma yolları, uzmanlar tarafından açıklanıyor.
Depremin Zihnimiz ve Bedenimiz Üzerindeki Doğal Etkileri
Deprem sonrası süreçte sürekli yer sallanıyormuş gibi hissetmek, geceleri uyuyamamak, ani seslerde irkilmek, kaslarda gerginlik hissetmek veya zihnin sürekli "Ya yine deprem olursa?" sorusuna takılması gibi belirtiler oldukça yaygındır. Uzmanlara göre bu durumlar, beynimizin algılanan bir tehdit karşısında bizi korumaya çalışan doğal mekanizmalarının bir sonucudur. Yaşanan bu tepkiler, bir "bozukluk" içinde olduğumuzu değil, aksine hayatta kalma sistemimizin çalıştığını gösterir.
Güven Duygusunu Yeniden İnşa Etme: Yetişkinlere Yönelik Öneriler
Deprem sonrası en kırılgan duygulardan biri sarsılan güven hissidir. Kendinizi yeniden güvende hissetmek için atılacak adımlar önemlidir. Evinizin güvenliğini kontrol etmek, bir deprem çantası hazırlamak gibi pratik önlemlerin yanı sıra, günlük rutinlere küçük adımlarla geri dönmek de iyileştiricidir. Düzenli yürüyüş yapmak, günlük işlerle meşgul olmak gibi hayatın akışını hatırlatan aktiviteler düşündüğümüzden daha faydalı olabilir.
Kaygıyla Başa Çıkma ve Bilgi Yönetimi
Sosyal medya ve haber kanallarından gelen yoğun bilgi akışı ve görüntüler kaygıyı artırabilir. Bu dönemde, ne zaman mola verilmesi gerektiğini bilmek, kendinize iyi bakmanın önemli bir parçasıdır. Kaygı, böyle zamanlarda en sık görülen duygulardan biridir. Zihnimizdeki düşüncelerin yalnızca bir olasılık mı yoksa o an yaşanan bir gerçeklik mi olduğunu ayırt etmeye çalışmak faydalı olabilir. Ancak bazen tüm çabalara rağmen hiçbir şey işe yaramıyor gibi hissedilebilir.
Ne Zaman Profesyonel Yardım Almalı?
Deprem sonrası tepkiler genellikle doğal olsa da, bazı belirtiler uzmandan psikolojik destek almanın gerekliliğini gösterebilir. Eğer uyku problemleri kalıcı hale geldiyse, iştah tamamen bozulduysa, gün içinde sık sık dalıp gitmeler yaşanıyorsa veya "Hiçbir şeyin anlamı kalmadı" gibi yoğun bir his varsa, bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmak çok kıymetlidir. Psikolojik destek almak, bir zayıflık değil, kişinin kendine ve hayatına değer verdiğinin güçlü bir işaretidir.
Yakınlarınıza Nasıl Destek Olabilirsiniz?
Bu süreçte sadece biz değil, çevremizdekiler de etkilenir. Yakınlarımızla konuşurken "Ne desem, nasıl yardımcı olsam?" diye tereddüt edebiliriz. Oysa bu gibi zamanlarda söylenebilecek en güçlü cümleler genellikle en basit olanlardır: "Buradayım", "Seni dinliyorum". Sadece sessizce yanında durmak ve yargılamadan dinlemek bile karşınızdaki kişiye büyük bir destek sağlayabilir.
Çocuklarla İletişim ve Onlara Yönelik Destek
Çocuklar yaşananları tam olarak anlamlandırmakta zorlansalar da, yetişkinlerin hissettiği kaygıyı ve gerginliği çok net algılarlar. Gözlerimizdeki ifadeyi, ses tonumuzdaki tedirginliği fark edebilirler. Bu nedenle onlarla konuşurken dürüst ama sade bir dil kullanmak önemlidir. "Deprem korkutucu olabilir ama şu an güvendeyiz" gibi açıklamalar onların dünyasında anlam yaratır. "Korktun mu?" gibi kapalı sorular yerine "Sen ne hissettin?" diye sormak, duygularını paylaşmalarını teşvik eder. Çocuklar için en güçlü güven kaynağı rutinlerdir; yemek, oyun ve uyku düzeni gibi günlük rutinleri korumak, kendilerini yeniden güvende hissetmelerine yardımcı olur.
İyileşme Süreci: Zaman, Anlayış ve Karşılıklı Destek Mümkün
Psikolog Eren Boz, deprem sonrası iyileşme süreciyle ilgili önemli bir noktaya değiniyor: "Şunu unutmamak gerekir ki travma sonrası iyileşmek zaman alabilir ama mümkündür." Boz, bu sürecin bireysel farklılıklar gösterdiğini ve kimsenin temposunun bir diğeriyle aynı olmak zorunda olmadığını vurguluyor. Küçük adımlar atmanın, hem kendimize hem de başkalarına karşı anlayışlı olmanın ve karşılıklı destek sağlamanın, iyileşme için en sağlam zemini oluşturduğunu belirtiyor.