Toplantının açılışını yapan Başkan Pınar Türenç, son günlerde tartışılmaya devam eden ‘Basın Özgürlüğü’ konusunda sert bir çıkış yaparak, “Türkiye’de basın bugün çok büyük sancı içerisinde, çok büyük sancı çekmekte. Çünkü basın özgürlüğünün bunca yıldır bu kadar dibe vurduğu bir dönem yaşanmamıştır." dedi. Türenç, Türkiye’de basının geldiği nokta ve basın özgürlüğü söylemlerine değinerek, Türk basınının sıkıntı içerisinde olduğunu kaydetti. Basının özgürlüklerinin yok edilmeye çalışıldığını söyleyen Türenç, “Ben yaklaşık 40 yıldır basın mensubuyum. Ama böylesine özgür olmayan ve sancılı bir dönem yaşamadık. Biz bunun sancısını çekiyoruz, ama sizlerin adına çekiyoruz. Çünkü sizin haber alma özgürlüğünüzün yok edildiğini kabul edemiyoruz. Biz yazamayınca, biz olayı izleyemeyince, biz gerçeğin fotoğrafını çekip olduğu gibi sizlere yansıtamayınca siz haberden haberdar olamıyorsunuz. Biz onun için uğraşmaktayız.” ifadelerini kullandı.
"BASIN KONSEYİ ÖZGÜRLÜKLER İÇİN ÇALIŞMAKTA"
Pınar Türenç, Basın Konseyi'nin Türkiye’de büyük bir görevi yerine getirdiğini ifade etti. Türenç, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada birçok basın konseyi var. Türkiye’nin tek etik değerleri ve özgürlüklerle uğraşan savaş veren bir kurumuz. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in tek tanıdığı sivil toplum örgütü Basın Konseyi'dir Türkiye’de. Basın Konseyi'nin görevi basının etik değerlerini hayata geçmesini sağlamak, mesleğin etik değerlerini savunmak, bunun ötesinde basın özgürlüğünün yerleşebilmesi, yok olmaması için mücadele veren bir kurumuz. Bu mücadeleyi yaparken bayağı yine acı çekmekteyiz. Birçok arkadaşımız tutsak edildi. Tuncay Özkan 6 yıl tutsak kaldı, Silivri Cezaevi'nde. Mustafa Balbay, Deniz Yıldırım, Füsun Aydoğan 8 ile bir yıl arasında değişen hapis cezaları arasında tutsak edildi. Hapis edilmediler, tutsak edildiler. Niye tutsak edildiler. Gerçeği ararken muhalifin sesini duyabilmek için yazarken, ifade ederken kabul edilmediler ve tek bir ceza sistemi vardı, bu anlayış içerisinde onların tutsak edilmesiydi. Ve onlar Silivri zindanına tutsak edildiler, üzerlerine demir kapılar kapatıldı.”
“TÜRK BASINININ MADDİ SIKINTILARI BÜYÜYOR”
Pınar Türenç, sektörde yüzlerce gazetecinin işsiz ve birçok gazetenin de kapanma tehlikesi içinde olduğunu anlattı. Türenç, şunları söyledi: "Çünkü ilan reklam politikası bu anlayış içerisinde ikiye bölündü. Bazı gazeteler ilan, reklam alamadıkları için maddi sıkıntı içerisinde. Hem ekibini, çalışanlarını azaltıyor hem de muhalif olan kalemleri maalesef işten çıkarıyor. Birçok muhalif olan kalemler yazdıklarından dolayı işten çıkartılıyorlar. Böylesi bir zorluk içerisinde Türk basını mücadelesine devam ediyor.”
Türenç’in ardından konuşan Tuncay Özkan ise cezaevinde yaşadıklarını anlatarak, daha mutlu ve daha güzel bir gelecek için toplumun yapması gerekenleri dile getirdi. Özkan, farklı görüşlerin, farklı kanaatlerin insanların birbirini sevmesine engel olmayacağını söyledi.
Türk Basını Hiç Bu Kadar Dibe Vurmamıştı!
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye’de basın özgürlüğünün bunca yıldır bu kadar dibe vurduğu bir dönemin yaşanmadığını söyledi.