Osmanlı Döneminde Saray Hayatı ve Şehzade Katli konulu seminerde çarpıcı açıklamalarda bulunan Bahadıroğlu, şehzadelerin öldürülmesinin devlet bekası için olduğunu belirterek günümüzün popüler dizilerini de gerçeği yansıtmadıkları hususunda yerdi.
“Tarih bir ibret dersidir; ibret almayı bilene” 
Ecdadımızın bizlere bıraktığı eserlerle övünmek yerine kebabımızla, lokumuzla övündüğümüzü söyleyen ünlü Tarihçi; Osmanlı’ya dair yanlış bilgilendirildiğimizi belirtti. Bahadıroğlu, “Bizlere derslerde öğretilen sadece savaşlar, dizilerde gösterilenler ise saptırılan gerçeklerdir. II. Selim’in ölümü hakkında hamamda cariyenin peşinden koşarken takunya kaydı düştü ve kafasını mermere çarparak öldü deniyor. Be mübarek sende mi hamamdaydın?” dedi.
“Şehzadeler öldürülmeseydi devlet çökerdi”
Bahadıroğlu, "Hürrem Sultan çok zeki bir kadındı ve Kanuni´yi etkilerdi. Ancak unutmayalım ki her kadın kocasını etkiler. Devlet sınırının başladığı yerde ise kadının sözü biter. Devleti korumak için kendi evladını öldürmeyi ve bunun vebalini göze alan bir padişahın, eşinin sözüyle hareket ettiğini nasıl söyleyebiliriz? Şehzadelerin öldürülmesiyle ilgili de bilinçli dezenformasyon yapıldığını düşünüyorum. Osmanlı Tarihi’nde bazı şehzadelerin öldürüldüğü doğrudur. Şehzadeler öldürülmeseydi devlet bölünürdü ve Osmanlı İmparatorluğu beş senede çökerdi" diye konuştu.
"Kanuni zamanında köylerde ilkokullar çok yaygındı"
"Osmanlı bir sistemler manzumesidir" diyen Bahadıroğlu, Osmanlı´nın çok iyi bir eğitim sistemine sahip olduğunu belirterek, "Çok iyi bir sistem kurmuştur. Kanuni döneminde ilkokullar köylere kadar yaygındır. Bunu da Fransız tarihçiler şöyle söylüyor; ´Her köyde mutlaka bir mektep vardır. Yalnızca erkek çocukları değil, kızlar da okumaktadır. Kanuni sonrasında İstanbul´da 2 bin civarında okul var. O zamanki İstanbul´un nüfusunun 200 bin civarında olduğunu unutmayalım" dedi.
“Hürrem Sultan yardımseverliğiyle tanınırdı”
Bahadıroğlu sözlerinin sonunda Hürrem Sultan´ın zehir şişesiyle gezdiği imajının da asılsız olduğunu, 600 senelik Osmanlı hayatında zehirlenerek ölen hiç kimsenin olmadığını söyledi. Bahadıroğlu, “Hürrem Sultan; hep entrikalarla, oyunlarla anlatılıyor. Oysa o, bunlardan çok hayırlarıyla anılması gereken bir kadındı. Bir ömre sığmayacak kadar çok hayratı var. Günümüzde, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak hizmet veren yer ise, adını Hürrem Sultan´ın oğlu Şehzade Cihangir’in ölümünün anısına yaptırdığı Darüşşifa´dan alıyor. Haseki; padişahın eşi anlamına geliyor” dedi.
Oldukça verimli geçen seminer sonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Şube Müdürü Şahin Arat katılımlarından dolayı Yavuz Bahadıroğlu’na teşekkür ederek katılım belgesini takdim etti.