Sarıbal, mevcut düzenin sürmesi halinde her günün bir öncekinden daha kötü olacağı uyarısında bulunarak, üretimin sürdürülebilir kılınması ve gelir adaletinin sağlanması çağrısında bulundu.

---

Tarımda Çöküş: Borç Yükü ve Düşen Üretim Rakamları

Sarıbal, tarım sektörünün devasa borç yükü altına girdiğini ve üretim tahminlerinin tarımdaki daralmayı gözler önüne serdiğini açıkladı.

• Bankalara Borç Yükü: Eylül 2025 itibarıyla tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu 15,7 milyar lira artarak 1 trilyon 110 milyar liraya ulaştı.

• Düşen Üretim: Son tahminlere göre:

  • Tahıl üretimi geçen yıla göre yüzde 12,43 azalarak 34,2 milyon tona geriledi.

  • Yemeklik kuru baklagiller üretimi yüzde 31,1 azalarak 926 bin tona düştü.

• Maliyet Artışı: Tarımsal girdi fiyat endeksi, son bir yılda tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarının ortalama yüzde 35,1 yükseldiğini gösterdi.

• İthalat Bağımlılığı: Tarım, ormancılık ve balıkçılık ihracatı 6,6 milyar dolarda kalırken, ithalat 10,3 milyar dolara çıktı.

---

Sosyal ve Ekonomik Yoksulluk Derinleşiyor

Sarıbal, üretimdeki düşüşün doğrudan gıda enflasyonuna yansıdığını ve yoksulluğun kalıcılaştığını ifade etti.

• Gıda Enflasyonu Zirvede: TÜİK verilerine göre Ekim ayında gıda enflasyonu yıllık yüzde 34,87 oldu. Türkiye, OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonunda ilk sırada yer alıyor.

• Yoksulluk Gerçeği: Türkiye'de 3,6 milyon hane aşırı yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve 20 milyon yurttaş sosyal yardıma muhtaç. Sarıbal, iktidarın bu tabloyla "yoksulluğu yönettiğini" kaydetti.

---

Şanlıurfa Krizi: "Baraj Var, Su Yok!"

Türkiye’nin tarımsal üretim merkezlerinden Şanlıurfa’da yaşanan sulama ve enerji krizini en çarpıcı örnek olarak gösterdi.

• Sulama Sorunu: Atatürk Barajı'na yakın Bozova ve çevresinde 15 yıldır pompaj sistemleri devreye alınmadı, bazı köylerde 10 yılı aşkın süredir sulama yapılamıyor.

• Yüksek Maliyet: Kapalı sulama sistemlerinin eksikliği nedeniyle çiftçiler, pahalı elektrikle su pompalamak zorunda kalıyor; pamuk üreticisi 1 dönüm sulama için 600 TL ile 5 bin TL arasında su bedeli ödüyor.

• Çürümeye Terk Edilen Kamu Kaynakları: 15 bin dönümü sulayacak kapalı sistem pompaj istasyonu yıllardır devreye alınmadı, verimli topraklar kuru tarıma mahkum edildi.

• Fıstık Üreticisi Mağduriyeti: Fıstık üreticisi, yüksek maliyetler ve yanlış politikalar nedeniyle tüccarın belirlediği fiyatlara mahkum bırakılıyor.

---

Hayvancılıkta Şap Krizi ve Irk Kaybı

Hayvancılık sektörünün yem fiyatları ve ithalat politikaları yüzünden çöküş noktasına geldiğini belirten Sarıbal, şap hastalığı ve yerli ırk kaybı konusunda uyardı.

• Şap Tehdidi: Aşılamada gecikme ve kontrolsüz hayvan hareketleri nedeniyle Şap hastalığı, sadece hayvanları değil, üreticinin geçimini ve tüketicinin gıda güvencesini tehdit ediyor.

• Yerli Irk Kaybı: 1991’de 6 milyon 685 bin olan yerli sığır sayısı, 2024’te 941 bine düştü.

• Sürdürülemez Model: Hayvancılığın ithalatla değil, planlı üretim, kamusal destek ve veteriner hizmetlerinin güçlendirilmesiyle sürdürülebilir olabileceğini yineledi.

---

Marmarabirlik Alım Fiyatı Üreticinin Maliyetini Karşılamıyor

Sarıbal, Marmarabirlik'in 2025-2026 yılı zeytin alım fiyatlarını da eleştirdi.

• Açıklanan Fiyatlar: Sofralık zeytinde tavan fiyat (18 dane) 160 TL, taban fiyat (41 dane) 55 TL, yağlık zeytin ise 53 TL olarak belirlendi.

• Maliyet-Fiyat Dengesi: Ziraat Odaları'nın 1 kg zeytinin tarladaki maliyetini yaklaşık 94 TL olarak açıklamasına rağmen, Marmarabirlik'in fiyat politikasının maliyet artışlarını karşılamadığını ve küçük üreticiler için gelir kaybı riski yarattığını söyledi.

• Kooperatif Eleştirisi: "Marmarabirlik, kooperatif olmanın gereğini unutmuştur," diyerek, kuruluş amacının aksine şirket mantığıyla hareket ettiğini ifade etti.