Sarıbal, tarımsal destekleme için ayrılan ödeneğin 167,6 milyar TL’de kaldığını, buna karşın faiz ödemeleri için 2 trilyon 741,7 milyar TL ayrıldığını belirtti. Sarıbal, "Tarımın payı erirken, çiftçi topraktan koparken, üretici ve halk borç altında ezilirken iktidarın ülkeye vaat edebileceği tek şey daha fazla yoksulluk," dedi.

---

Bütçe Öncelikleri: Faiz Üretimin 16 Katı

Sarıbal, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ndeki kalemlerin hükümetin önceliğini açıkça gösterdiğini söyledi.

• Faiz vs. Tarım: Tarımsal destekleme ödeneği (%0,9) ile faiz ödemeleri payı (%14,5) karşılaştırıldığında, tarıma yapılan desteğin yaklaşık 16,4 katının finans kapitaline aktarılacağı ortaya çıktı.

• Bütçe Eleştirisi: Sarıbal, bu bütçenin krize hizmet ettiğini ve ülkeyi topyekun çöküşe sürüklediğini savunarak, "Bu bütçe ithalat baronlarının bütçesidir," ifadelerini kullandı.

• Tarihi Düşüş: Tarımsal desteklemelerin bütçe içindeki payının 2006'da %2,7 iken 2026’da %0,9’a gerilemesi bekleniyor.

---

Destekleme Bütçesindeki Kısıtlı Artış ve Kritik Kalemlerin Kaldırılması

Sarıbal, tarımsal destekleme bütçesinin kağıt üzerindeki artış oranının yanıltıcı olduğunu ve üreticiye kritik kalemlerde darbe vurulduğunu belirtti.

• Gerçek Artış: 2026 yılı bütçesinin, 2025 yılı gerçekleşme tahminiyle karşılaştırıldığında artış oranının sadece %5,7 düzeyinde kaldığını söyledi. (Enflasyonun çok altında).

• Alan Bazlı Destekler Bitti: 2025'te 32,2 milyar TL olan Alan Bazlı Destek Ödemeleri için 2026 bütçesine ödenek öngörülmedi. Böylece, fiyatları fahiş artan mazot ve gübre destekleri tarihe karıştı.

• Fındık Örneği: Fındıkta 16 yıllık alan bazlı destek sona erdi, ürün tamamen ihracatçı şirketlerin insafına bırakıldı.

• Fark Ödemesi (Prim) Kaldırıldı: Toplam desteklerin yaklaşık %30’unu oluşturan fark ödemesi (prim) desteği, kararnameye rağmen 2026 Programı’ndan çıkarıldı. Bu, maliyet baskısı altındaki üretici için büyük kayıp anlamına geliyor.

---

Tarımın Ağır Bilançosu: Borç ve Çöküş Tablosu

Sarıbal, AKP iktidarının 23 yıllık tarım politikasını "ağır bir çöküş tablosu" olarak nitelendirdi ve Tarım Kanunu'na uyulmadığını belirtti.

• Tarımın GSYH'deki Payı: 2002'de %10,2 iken bugün %5,8’e düştü.

• Çiftçi Sayısı: ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2,8 milyondan 2,2 milyona geriledi. Tarım geçim kapısı olmaktan çıktı.

• Hükümetin Çiftçiye Borcu: Tarım Kanunu'na göre desteklerin GSYH'nin en az %1'i olması gerekirken, bu oran %0,21'e düştü. İktidarın 2007–2024 dönemi için çiftçilere toplam 1 trilyon 372 milyar TL borcu bulunuyor.

• Üreticinin Borcu: Çiftçinin bankalara olan borcu 1 trilyon 110 milyar TL’yi buldu.

---

Gıda Enflasyonu Avrupa'nın Zirvesinde

Sarıbal, yanlış politikalar nedeniyle gıda enflasyonunun halkı sağlıklı beslenme hakkından mahrum ettiğini söyledi.

• Avrupa Lideri: Türkiye, gıda enflasyonunda Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor. Ekim 2025’te ortalama enflasyon %32,9 iken, gıda enflasyonu %34,9 oldu.

• Fiyat Artışı: TÜİK'e göre 2003'ten bu yana gıda fiyatları 43,1 kat arttı. Aynı dönemde AB'de bu artış sadece %3,5 seviyesindeydi.

• Temel Gıdaya Erişim Zorluğu: Kırmızı et ve süt fiyatları öyle arttı ki, dar gelirli yurttaş Et ve Süt Kurumu önünde kuyruklara girmek zorunda kalıyor. Süt ve et üretimi nüfus artış hızının çok gerisinde.