Eryılmaz'ın açıklamaları, bellek ve travma terapileri alanında yeni bir bakış açısı sunuyor.
Uzun Süreli Bellek Statik Değil, Modifiye Edilebilir
Prof. Dr. Gül Eryılmaz, bellek süreçlerinin karmaşık yapısına değinerek, uzun süreli bellekte depolanan anıların sabit kalmadığını vurguladı. Bu anıların zamanla güçlendirilebileceğini, zayıflatılabileceğini ve hatta değiştirilebileceğini ifade etti.
Eryılmaz, 2000'li yıllarda yapılan çalışmaların, belirli ilaçların belleği yeniden düzenleyebileceğini ortaya koyduğunu ve bunun da belleğin modifiye edilebilir olduğu fikrine ışık tuttuğunu söyledi. Bu bilimsel buluşlar, bellek hakkındaki geleneksel düşünceleri sarsarak, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumların tedavisinde yeni kapılar aralıyor.
EMDR Terapisi ile Travmatik Anıların Yükü Azaltılıyor
Günümüzde özellikle duygusal bellekte depolanan travmatik anıların yeniden yapılandırılmasının mümkün olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eryılmaz, bu konuda EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisinin rolüne değindi. Eryılmaz, bu terapi yaklaşımının, amacının anıları silmek değil, kişilerin anılarla sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlamak ve travmanın duygusal etkisini azaltmak olduğunu belirtti.
Bu hassas süreçte amatör müdahalelerin kişiyi daha fazla travmatize edebileceği konusunda uyarıda bulunan Eryılmaz, bu tür terapötik müdahalelerin yalnızca alanında uzman terapistler tarafından yapılması gerektiğini vurguladı.