Sarıbal, çiftçinin pamuk üretimine devam edebilmesi için bu sezon fiyatın en az 30 TL olması gerektiğini vurgulayarak, iktidarın tarım politikalarını sert bir dille eleştirdi.
Pamuk Üreticisi Üç Sezondur Zararda: Fiyatlar 2020 Seviyesinde!
Orhan Sarıbal, pamuk fiyatlarının 2024 yılında 2020 seviyelerine gerilediğini ve pamuk üreticisinin son üç sezondur aralıksız zarar ettiğini dile getirdi. Sarıbal, İzmir Ticaret Borsası verilerine atıfta bulunarak, "Ortalama pamuk fiyatları 2022 yılında 15,7 TL, 2023 yılında 19,1 TL, içinde bulunduğumuz sezonda ise 23,3 TL civarında seyretti. Üretici birlikleri de maliyetlerinin oldukça gerisinde kalan alım fiyatları belirledi. Üretici, her 1 kilogram pamuk için ortalama 6,7 TL zarar ediyor." şeklinde konuştu.
Bu fiyatlarla pamuk üretiminin sürdürülemez olduğunu belirten Sarıbal, "Çiftçimiz önümüzdeki yıl tarlasına pamuk ekmekten vazgeçecek. Bu da sadece çiftçinin değil, ülkenin geleceği için büyük bir tehdit demektir. 3 yıldır sabit kalan 1,60 TL prim desteği, üreticiyi ayakta tutmaya yetmiyor. Bu destek güncellenmeli, üretici kur artışı ve girdi maliyetlerinden korunmalıdır" çağrısında bulundu.
32 Milyar Dolarlık Pamuk İthalatı: "Dış Üreticilere Kaynak Aktarıldı!"
Pamuğun Türkiye tarımının stratejik bir ürünü olduğunu, tekstilin yanı sıra bitkisel yağ ve hayvancılık sektörünün de pamuk üretimine bağlı olduğunu belirten Sarıbal, üretim alanlarının daraldığına ve maliyetlerin arttığına dikkat çekti.
Sarıbal'ın paylaştığı çarpıcı veriler şöyle:
-
"2024 yılı itibarıyla üretimin yüzde 41’i Şanlıurfa, yüzde 17’si Diyarbakır, yüzde 11’i Aydın, yüzde 8’i Hatay ve yüzde 7’si İzmir’de yapıldı. Söz konusu beş il toplam üretimin yüzde 84’ünü gerçekleştirdi."
-
"2022’de 573 bin hektar olan ekim alanı, 2024’te 467 bin hektara düştü. Lif pamuk üretimi ise 1 milyon tonun üzerindeyken 2024'te 830 bin tona düştü."
-
"Aynı yıl 780 bin ton pamuk ithal ettik, 1 milyar 525 milyon dolar ödedik."
-
"AKP döneminde 2 milyon ton pamuk ihraç, 18 milyon ton ithal ettik. İhracattan 3,9 milyar dolar kazanılırken, ithalata 32 milyar dolar harcandı. Yani bu ülkenin çiftçisine değil, dış üreticilere kaynak aktarıldı."
Pamuğa Sanayi Ürünü Statüsü ve Yüzde 18 KDV Eleştirisi
Sarıbal, pamuğun AB ile Gümrük Birliği kapsamında sanayi ürünü sayılması nedeniyle ithalata gümrük vergisi konulamadığını hatırlatarak, "Oysa pamuk özünde bir tarım ürünüdür ve bu statüde değerlendirilmelidir. Bu anlaşma gözden geçirilmeden pamukta üretici korunamaz." dedi.
Pamuk üreticisine bir başka darbenin de çırçırlama hizmetindeki yüzde 18 KDV ile vurulduğunu belirten Sarıbal, "Bu oranın derhal yüzde 1’e çekilmesi, üreticinin sırtındaki yükün hafifletilmesi gerekiyor. Üreticilerin korunması ve üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması bu desteklerin güncellenmesine bağlı. Pamuk üretiminde istikrarın sağlanması ve bu alanda gelişim sağlanmasının temel yolu, güçlü ve sürekli destek politikalarından geçiyor. Üstelik Tarım Satış Kooperatifleri, lisanslı depoculuk sistemine dahil edilmiyor" eleştirisinde bulundu.
Tarım Sektörü Borçları ve Yüksek Gıda Enflasyonu: "Adı Ekonomik Kriz!"
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın Türkiye’nin tarımsal hasılada 2024 yılı itibariyle 74 milyar dolara ulaşarak dünya sıralamasında 7. sıraya yükseldiğine yönelik açıklamalarını da değerlendiren Sarıbal, bu başarı söylemine karşı çıktı: "Madem tarımsal hasılamız rekor kırıyor, neden gıda enflasyonumuz OECD ortalamasının 7 katı? G-20 ülkeleri içerisinde Türkiye, Arjantin’den sonra enflasyonu en yüksek ülke konumunu sürdürüyor."
Sarıbal, ekonomik durumu şu çarpıcı örneklerle özetledi: "Haziranda Türkiye’nin yüzde 1,37 olan ve düştü diye bayram yapılan aylık enflasyonu, Dünyadaki 45 ülkenin yıllık enflasyonundan yüksek. Yıllık Enflasyon da 180 ülkenin yıllık enflasyonundan yüksek. Mayısta tarım sektörünün bankalara olan borçları ise 21,7 milyar liralık artışla 1 trilyon 30 milyar liraya çıktı."
"Sorun çok net: Üreten bir tarım politikamız yok. Üreten köylü desteklenmiyor. Girdiler her geçen gün daha pahalı hale geliyor. Çiftçi tarlasını, traktörünü satıp borçlarını ödemeye çalışıyor. Ülke ithalata bağımlı hale geliyor ve uluslararası şirketler zenginleşiyor. Halk ise pazarda, markette her gün artan fiyatlarla boğuşuyor."
GSMH’ye göre tarıma en az 600 milyar lira destek verilmesi gerekirken, çiftçiye ayrılan kaynağın sadece 135 milyar lira olduğunu belirten Sarıbal, AB ülkelerindeki çiftçi destekleriyle Türkiye'deki destekleri karşılaştırdı: "AB ülkelerinde çiftçiler 17 bin ila 45 bin dolar arasında destek alıyor. Türkiye’de bu rakam sadece 4 bin dolar civarında. Kır köylüsünün payı ise 3 bin 500 doları bile bulmuyor. Peki soruyoruz: Nerede bu servet? Çiftçiye verilmesi gereken ama verilmeyen 2,5 ila 3 trilyon liralık destek nerede?"
"Yağma Yasası Geri Çekilmeli!": Enerji Kılıfıyla Doğa Talana Karşı Durun!
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifinin geri çekilmesi gerektiğini de dile getirdi: "Kapitalizmin topyekun yaşamımıza, geleceğimize karşı yürüttüğü yeni tip sömürgeciliğin bir parçası olan bu yasaya, yağmaya, bu sahte ‘enerji’ propagandasına karşıyız. Bu yasa kalkınma değil, talandır. Rüzgar enerji santrallerine ve güneş panellerine karşı değiliz. Ama burada mesele enerji değil; ülkenin son orman alanlarının, meralarının, tarım arazilerinin enerji bahanesiyle sermayeye yağmalatılmasıdır. Bu yağma yasası geri çekilmelidir."