Yıllar sonra bulunan ve kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçen ikonik otomobil, şimdi İstanbul'da hayranlarıyla buluşuyor.
Selin Vurduğu Efsane: Bir Vefa ve Başarı Öyküsü
Barış Manço'nun oğlu Doğukan Manço, 1,5 yıllık titiz bir onarım sürecinin ardından Marmara Park AVM'de sergilenmeye başlanan araçla ilgili duygusal açıklamalarda bulundu. Manço, bu projenin bir "vefa hikayesi ve başarı öyküsü" olduğunu vurgulayarak, ailenin aracı Türkiye'ye getirme çabalarının 15-20 yıldır sürdüğünü belirtti.
2022'deki sel felaketinde aracın 55 santim suya maruz kalarak tamamen kullanılamaz hale geldiğini anlatan Doğukan Manço, yaşadıkları üzüntüyü dile getirdi. Ticaret Bakanlığı Gümrükler Müdürlüğü'nün destekleriyle aracın yaşı dolmadan Türkiye'ye getirilmesinin sağlandığını ifade eden Manço, aracın baştan aşağı soyularak tüm aksamlarının yenilendiğini ve "fabrikadan çıktığı ilk güne" döndürüldüğünü söyledi. Bu süreçte 200'e yakın kişinin destek vermek için kendilerine ulaştığını da ekledi.
"Bu Araç Doğukan ve Batıkan'ın Değil, Türk Halkının!"
Doğukan Manço, restore edilen otomobilin sadece ailesine ait olmadığını, "Türk halkının" olduğunu vurguladı. Aracın şimdilik Marmara Park AVM'de sergilendiğini, daha sonra ise Barış Manço Müzesi'nde yerini alacağını açıkladı.
Çocukluk Anılarından Vefa Borcuna: Barış Manço'nun İzinde
Aracın kendisi için özel bir yere sahip olduğunu belirten Doğukan Manço, babasıyla birlikte bu otomobille unutulmaz bir Avrupa seyahati geçirdiğini anlattı. İstanbul'dan başlayıp İzmir, İtalya, Aosta, Fransa ve Belçika'ya uzanan bu yolculuğun hayatının en güzel tatili olduğunu dile getiren Manço, babasının anılarını yaşatmak için aracı titizlikle koruduklarını ifade etti. Sel felaketinin bu anıları yıpratmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, "Ailesi olarak vefa borcunu yerine getirdiğimizi düşünüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Marmara Park AVM'den Tarihi Sergilemeye Ev Sahipliği
Ece Türkiye Pazarlama ve Marmara Park AVM Müdürü Selma Birinci ise, Türkiye'de ilk defa Barış Manço'nun otomobiline ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını belirtti. Birinci, bu özel sergilemenin hem bir gurur hem de bir hüzün kaynağı olduğunu ifade etti.