Milletvekili Sarıbal, TARSİM verilerine göre, don olayından kaynaklanan toplam zararın 21,5 milyar TL'yi bulduğunu, ancak bunun yalnızca 1,1 milyar TL'sinin karşılandığını ifade etti.
"Radyasyon ve Adveksiyon Tip Don: Felaket Boyutu"
10-11-12 Nisan tarihlerinde Türkiye’nin birçok bölgesinde hava sıcaklıklarının -15 dereceye kadar düştüğünü hatırlatan Sarıbal, "Bu sadece bir don olayı değil, hem radyasyon hem adveksiyon tipi donun aynı anda görüldüğü, üretim alanlarını adeta buz kestiren, meyve bahçelerini kavuran bir felaketti" dedi. Bu durumun, tek tip bir don olayı olmaktan öte, çok daha kapsamlı bir felaket olduğunu vurguladı.
En Büyük Hasar Üzümde: Önleyici Tedbirler Neden Alınmadı?
Sarıbal, don felaketinin ürünler üzerindeki etkisini de rakamlarla açıkladı: "Hasarın yüzde 51’i üzümde, yüzde 15’i kayısıda, yüzde 10’u fındıkta, yüzde 7’si ise şeftali ve nektarinde meydana geldi." Milletvekili, çiftçilere aktif donla mücadele teknikleri (suni sisleme, su uygulama, havayı karıştırma, ısıtma sistemleri) için teknik ve maddi destek verilseydi, bu kayıpların büyük kısmının önlenebileceğini dile getirdi.
İktidarın yaşanan bu doğal felakete karşı gereken önlemleri almadığını belirten Sarıbal, "Yine üreticiyi kaderiyle baş başa bıraktılar. Bu anlayışla ne gıda enflasyonu düşer, ne tarım ayakta kalır, ne kırsal kalkınır. Üreticiyi desteklemeyen, felaketlere hazırlıksız olan, zararı karşılamayan bir tarım politikası sürdürülebilir olamaz" değerlendirmesinde bulundu.