Çalıştayda, 2050 yılı itibarıyla 100 milyar dolara ulaşması beklenen küresel kenevir pazarında Türkiye'nin önemli bir aktör olabileceğinin altı çizildi.
Kenevir: Çevreci, Ekonomik ve Stratejik Potansiyel
Çalıştayın açılış konuşmacılarından Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Çağlar Bağcı, uzun yıllar ihmal edilmiş olsa da kenevirin düşük su ihtiyacı, toprağı zenginleştirme özelliği, geri dönüştürülebilir yapısı ve ekolojik dengeye katkısı ile sadece çevreci değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik anlamda da yüksek potansiyele sahip olduğunu belirtti. Bağcı, kenevirin hafifliği, dayanıklılığı ve yanmaya karşı direnci sayesinde sadece tekstilde değil, otomotivden yapı malzemelerine, kağıt endüstrisinden kompozit ürünlere kadar birçok sektörde kullanılabilecek nitelikte olduğunu vurguladı.
Kenevirin kullanım çeşitliliği ve çevreci özellikleriyle geleceğin parlayan hammaddelerinden biri olmaya aday olduğunu ifade eden Bağcı, bunun aynı zamanda sürdürülebilir sanayi politikalarının yapı taşlarından biri olma potansiyeli taşıdığını söyledi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil, kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirten Bağcı, özellikle 2026'da yürürlüğe girecek AB Yeşil Mutabakatı regülasyonlarının sektörün doğal elyaflara yönelmesini zorunlu hale getirdiğini ve kenevirin bu süreçte kritik bir çözüm sunacağını kaydetti.
Çevre Dostu Üretim ve Çok Yönlü Kullanım
Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Muzaffer Kayhan, kenevirin çok yönlü kullanımı, çevre dostu üretim özellikleri ve yüksek ekonomik potansiyeli ile öne çıkan bir bitki olduğunu söyledi. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde dayanıklılığı, uzun ömrü, UV direnci, geri dönüştürülebilirliği, biyolojik olarak parçalanabilirliği ve doğal antibakteriyel özelliği sayesinde tercih edildiğini belirten Kayhan, sektör ve sürdürülebilirlik için önemli bir hammadde olan kenevirin yaygınlaşması amacıyla Birlik olarak desteklerine devam edeceklerini ifade etti.
Kayhan, kenevirin başlıca çevreci özelliklerini sıraladı: Pamuk gibi geleneksel liflere göre %50-70 daha az suyla büyümesi, doğal olarak zararlılara dayanıklı olup pestisit ve herbisit kullanımını en aza indirmesi, yılda birden fazla hasat imkanı sunarak toprağı verimli kullanması, fitoremediasyon özelliğiyle kirli toprakları temizlemesi, organik madde birikimini artırması ve en önemlisi, karbon yutak özelliğiyle atmosferdeki CO₂'yi emerek iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlaması. Bu özelliklerin keneviri sadece ekonomik değil, ekolojik açıdan da stratejik bir ürün haline getirdiğini vurguladı.
Biobozunur Özellik ve Döngüsel Ekonomi Uyumu
Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tuğrul Tamtürk, sürdürülebilirlik kavramının tüm sektörler için vazgeçilmez bir pusula haline geldiğini ve tekstil sektörünün de bu dönüşümün parçası olması gerektiğini söyledi. Geleceğin lifi olarak adlandırılan kenevirde çok fazla potansiyel olduğunu belirten Tamtürk, bitkinin hızlı büyümesi sayesinde atmosferden önemli miktarda karbondioksit emdiğini ve biobozunur özelliği ile çevre dostu bir alternatif sunduğunu ifade etti. Kenevirden elde edilen liflerin dayanıklılığı ve doğal yapısıyla tekstil ürünlerine üstün nitelikler kazandırdığını belirten Tamtürk, tohumlarının gıda ve kozmetik sanayinde, saplarının ise biyokompozit malzeme ve enerji üretiminde değerlendirildiğini kaydederek, bu özelliklerin keneviri döngüsel ekonomiye mükemmel şekilde uyum sağlayan bir hammadde haline getirdiğini söyledi.
Küresel Pazarda 100 Milyar Dolar Potansiyeli ve Türkiye'nin Payı
Marka Tekstil Danışmanlık Şirketi Firma Kurucusu Nebahat Kılıç, Uluslararası Enerji Ajansı'na göre 2050'ye kadar kenevirin dahil olduğu ürün pazarının büyüklüğünün 100 milyar doları aşacağını belirtti. Şu anda bu pazarda Çin ve Fransa'nın en etkili ülkeler olduğunu ifade eden Kılıç, Türkiye'nin bu büyük pazardan pay alma potansiyelinin yüksek olduğunu söyledi. Kenevirin biyoplastik, tekstil, yapı malzemeleri, gıda, kağıt, kompost, enerji sektörlerine entegre edilebilecek çok yönlü bir ürün olduğuna dikkat çekerek, bu konudaki farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.