Yeni Medya Sanatçısı Refik Anadol: "Benim için en büyük soru 21. yüzyılda insan olmak ne demek?"

Heval Zeliha Yüksel, Türkiye Tasarım Vakfı blogu için Refik Anadol ile İstanbul’daki en yeni ve kapsamlı kişisel sergisi ‘’Makine Hatıraları: Uzay’’ sergisi üzerine söyleşi gerçekleştirdi.

Yapay zekayı bir araçtan ziyade, bir takım arkadaşı olarak gören medya sanatçısı Refik Anadol; evreni, insan duyularını, makineleri ve belleği anlamak için kullandığımız birbiriyle ilişkili anahtar kavramları, dijital sanat ve mimari merceğinden bakarak araştırıyor. Makine Hatıraları: Uzay sergisi ile astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne seren ve uzayla ilgili büyük veri kümelerine ışık tutan yeni bir sanatsal bakış açısı öneriyor.

Serginin ilk bölümü olan “Hatıralar”, yapay zeka yardımıyla toplanan ve sınıflanan ham görsel verilerin pigmentlere dönüştüğü, dinamik veri tabloları ve veri heykellerinden oluşuyor. Eserler, ISS, Hubble ve MRO Uzay Teleskopları tarafından kaydedilen ve şimdiye kadar bir sanat enstalasyonunda kullanılan en büyük uzay temalı veri kümesi olan, 2 milyondan fazla görüntüden yararlanıyor. Astronomide bugüne kadar kullanılan en gelişmiş teleskopların “hatıraları" olarak da ele alınabilecek görsellerden oluşan bölümde, seyircinin ham verilerin toplanma sürecine tanıklık etmesini sağlayan ve eserleri ortaya çıkaran araçların işlevselliğini gözler önüne seren bir “veri tüneli” de mevcut.

Üç boyutlu veri heykelleri ve on beş dakikalık mekanla bütünleşik bir yapay zeka sineması enstalasyonunun izleyiciyle buluştuğu ikinci bölümün adı ise “Düşler”. Veri heykelleri, hem dünyanın hem de diğer gezegen ve gök cisimlerinin topolojik yapılarını "veri noktaları" olarak alarak teleskopların "rüyalarını" tablolaştırıyor. Makine Hatıraları v.2 başlıklı sinema bölümü, izleyiciyi on beş dakika boyunca uzayla ilgili sürükleyici rüyalar gören bir makinenin zihnine adım atmaya davet ediyor.

Söyleşide ‘’Dijital verinin ve yapay zekanın arasında maneviyat sizin için bir yerde duruyor mu?’’ sorusuna ‘’Benim için en büyük soru 21. yüzyılda insan olmak ne demek? Bu sorunun cevabı insanlıktan geçiyor.‘’ diye cevap veren Anadol, ‘’Teknofetiş bir şekilde makinenin geleceği çok umurumda değil aslında. Yani benim için mühim olan insanlığın geleceği. İnsanı makine yapmaktansa makineyi insan yapabilmek çok daha fazla şey öğretecek bize. Sergide de bu ana fikir ile bunu sorguluyoruz: Makinenin hatırası olur mu? Bir makine hatırlayabileceğini bilebilir mi? Bunu bile düşünmek keyif veriyor.’’ Dedi.