Aşk'ı, kalbin beyini
işgal etmesi olarak tanımlayabiliriz. Zira aşk geldiğinde, hayatınızın yönetimini yıllardır elinde tutan akıl ve mantığı devirip, koşulsuz, şartsız tek başına iktidara oturur kalp..
Hayatının tüm idaresi yüreğinin hakimiyetindedir artık.
Akıl ve mantık bedeninin izbe, ücra bir köşesinde kayıplara karışmıştır adeta..Allak pullaksındır..Kocaman bir evrim dönemine girmiştir yaşamın..Düzenin, alışkanlıkların, sosyal yaşamın, iş hayatın..
Peki nedir seni böylesi değişime sürükleyen aşk..?
Aşk; o yanındayken uzak, uzaklardayken hep yanındaymış gibi hissetmektir..
Arsız gidişlerinde düşlerine çizdiğin süliet,
Yüzsüz dönüşlerinde uyanışlarına yapıştırdığın illegal bir tebessümdür..
Her gidişinde GİT/ME..!! lerini dualayan avuç içlerindir..
Sevdanın secdesine göz çukurlarından süzülen vuslat dualarındır aşk..
Geceler boyu anılara asılı kalan uykuların, tavana mıhlanmış gözbebeklerindir..
Hiç bilmediğin bir kentin sabahlarını özlemektir, o sabahlara uyandığı için
Kızmaktır aşk, sesini dahi alıp senden gittiği için..
O gittikçe, bedeninden ayrılıp ona yürüyen yüreğindir..
Gecenin en musalla vaktinde, özleminin ateş-i suzan olup sineni yakmasıdır aşk..
Düşünmektir çıldırasıya; nerdedir..? Ne yapıyordur? Başı ağırıyor mu yine? İlacını aldımı.? Düşünmek çile olsada gönlüne, düşünmeyide sevmektir kendince..
Bazen bir melankoliyi yoldaş edip kendine, bir şişenin dibinde aramaktır sustuklarını..
Avaz avaz susmaktır aşk, gece yayılan devrik düşlerin uğultusunda..
Kese kâğıdı buruşukluğunda, şafaklara asılan umuttur..
Nikotin kokan parmakların arasından, şehrin semalarına yayılan duman duman hayallerdir aşk..
Dibi yanık kelâmların, kaleme diz çöktürüşüdür..
Esaretinin özgürlüğüdür aşk
Velhasıl, kaf dağının arkasında bir masaldır aşk..
Buz kesiği yüreklerde,
Uykusuz uykulara mülteci..
Bir varmış, bir yokmuş olsada,
Siz yine de AŞK'la kalın..
Sevgiyle..
