Çok eskiler bilir. İstanbul Amatör Küme Futbol Ligi’nde oynardı Alibeyköy Adalet. Sonra Adalet’i gitti. Şimdilerde Alibeyköy Spor olarak yoluna devam ediyor.
Eyüp Sultan çocuğu olarak, hafızalarımızda yer etmiş bu ismin gündeme gelmesini sanırım tahmin etmişsinizdir.
Meşhur “Adalet” yürüyüşüne atıfta bulunacağım elbet. Gerçi Alibeyköy Adalet’in ismi Adliye’den değil doğrudan doğruya bir insan isminden geliyor ama önemli olan çağrışım.
Meşhuuur yürüyüş başlayınca; ilk sözüm, müstehzi bir yüz ifadesiyle “Alibeyköy Adalet, o da küme düştü” olmuştu.
Bu yazımızdan gocunacak dostlarımız olacaktır muhtemelen. Kimseyi kırmak incitmek değil derdimiz; lakin yürüyüşün kendisi ve konsepti doğrudan doğruya bizi kırıp incitiyorsa, başka ne yapabilirdim ki?
Konu son derece basit görünüyor gibi. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu FETÖ ile iltisaklı diye tutuklandı. Bunun üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da yolara düştü. Başında “adalet” yazılı kasketi elinde “adalet” bayrağı ile her gün televizyonlarda arz-ı endam ediyor.
Mahkeme değiliz. Enis Berberoğlu’nun suçu sabit görülür mü bilemeyiz. Lakin ortada koskocaman bir 15 Temmuz gerçeği var ki ne yenir, ne yutulur. Ne de bu koca mızrak çuvala sığar. Ortada 249 şehit; iki bin küsur gazi var. Tankla tüfekle katledilmiş insanlarımız var. Korku filminden beter sahnelerle bombalanmış binalar; hepsinden önemlisi millet meclisi var.
Bütün bunların üzerine Yenikapı süreci var. Orada sahneye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu var. Hadi, ilk gece otellerde yer bulamadık yalanına inandık. Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine sığınmana da kandık. Dedik ki insani bir şeydir; can tatlıdır. Anladık ki sonra, Vehbi’nin kerrakesi öyle değilmiş. Tanklar açmış yolu ve bir yıldız gibi geçip gitmişsin aramızdan.
Ben açıkçası 7 Ağustos’ta sahne alınca Yenikapı’da, epey bir umutlanmıştım. Bir anda silmiştim bütün olup biteni. Siyasettir bu. Tabii ki farklı düşünecek herkes; önemli olan doğru zamanda doğru şekilde bir araya gelebilmek demiştim. Meğerse o sahne alış da yalanmış. Muhtemelen Kumkapı Mercan’da zannetti kendini zahir. Biz Yenikapı’da assolist beklerken, Kumkapı’da üvertür oldu anlayacağınız. Bir kez daha yıktı perdeyi eyledi viran; çabuk sahibine haber vereyim heman… Devam eyledi bil cümle muhalefet: Pensilvanya pensilvanya duy sesimizi; işte bu Kemal’in ayak sesleri…
Boşuna demedi Çoban Sülü: Yollar yürümekle aşınmaz deyû. “Yürü yavrum yürü; Fistanını sürü. Şimdi buradan geçti; Tuncelilinin biri” diye türkü çığırsak yeridir. Yol çok; dublesi var, otobanı var. Ayağında da ( arkanda mı desek acep) en hakikisinden Adidas’ı var, Nike’ı var. Yoldaşsın madem Mekap yaraşır sana; desek de, biliriz ki “milli” olamazsın sen.
Kendi ülkesini gammazlayan bir adamdan beyhude bir çabadır amma; hiç ışık göremiyoruz vesselam.
Son kelamı, eski kankalarından dem vurarak edelim:
Feyzioğlu ve Kocasakal’ın bile sıtkı sıyrıldı senden!


ENVER SAĞLAM
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner104